Kayganlaştırıcıyı yarağın üzerine sürerek sıvazladıktan sonra, bir müddet amına sürttü. Sonra, “Şimdi iyi bak!” dedi. Yarrağı dibinden tutarak, yarrağın kocaman kafasını amının deliğine bastırmaya başladı. Yarrağın koca kafası yolunu bulmuş gibi amının dudaklarını gererek içine giriyordu. 25 cm’e varan yarrağın gövdesi sonuna kadar amında kaybolmuştu. Gönül,
“İşte bu kadar! Gördüğün gibi işte!” dedi. Bu yaşlı kadının amının içi oldukça derindi. Kayganlığın verdiği rahatlıkla ileri geri oynatıyordu yarrağı. Tam da o sırada dışardan sesler gelmeye başladı. Koridordaki kahkaha sesleri etrafta yankılanırken, konuşma sesleri Nazmi’nin ve Kemal’in seslerine benzemiyordu. Nazmi telefonda özel misafirlerden bahsetmişti, mutlaka onlardı. Gönül’e,
“Koridordakiler kim?” diye sordum. Gönül konuyu kapatmak ister gibi,
“Boş ver!” diye karşılık verdi.

Bahar’la buraya gelmemizin nedeni sikilmekti. Ama Nazmi, Bahar ve Naciye’yi tercih etmişti. Beni neden sikmemişti? Beni Kemal’e ve misafirlerine de siktirmediğine göre, bunun bir nedeni olmalıydı. Bahar ile Naciye’nin benden daha genç olması sebeplerden birimiydi? Bunları düşünmek bile moralimi bozuyordu. Gönül’e,
“Doğru söyle, neden geldiğimi zaten biliyorsun, beni neden başlarından savdılar?” diye sordum. Gönül,
“Bunda onların hiç bir suçu yok, seninle olmayı ben istedim! Nazmi ile konuştum, o da beni kırmadı!” dedi. Gönül’e,
“Sana da birini bulsaydı ya?” dediğimde,
“Erkeklerden bezdim! Senin gibilerle olmak hoşuma gidiyor, daha çok zevk alıyorum!” dedi. Bunu duyduğumda şaşırmıştım.